2000 “Yaya Geçidi mi? Koşu Yolu mu?”,
ONBEŞGÜN DERGİSİ, Sayı: 8, Nisan 2000, Eskişehir, Sayfa: 4–5.

 

YAYA GEÇİDİ Mİ? KOŞU YOLU MU?

Kemal ULUDAĞ

İnsanoğlu kafasını kullanmayı öğrendiği ilk günden bu yana, hiç ara vermeden bugüne kadar ve gelecekte olacağı üzere, çevresini “insana özgü” kılma çabası içine girmiştir.

İnsanlık tarihi herşeyi insana özgü kılma çabasının tarihidir. Özellikle bilim ve teknoloji, bu çabanın temel amaç olarak alındığı insanın iki etkinlik alanıdır. Bilim ve teknolojinin amacı; herşeyi insana özgü, insana yaraşır kılmak ve insanca yaşama olanakları yaratmaktır. Bilim ve teknolojinin amacı şöyle de ifade edilebilir; insanın daha rahat yaşamasını sağlamak için girilmiş çabalar, buluşlar ve tasarımlar sunmaktır. Kısaca bilim ve teknoloji, daha az güç harcayarak daha çok iş yapmak çabasıdır. Bu açıdan bilim ve teknolojinin tarihi, tembelleşmenin tarihidir.

Bu açıdan iki büyük devrimle karşılaşırız. İlki “Tarım Devrimi”, ikincisi ise “Endüstri Devremi”dir. İnsanoğlu Tarım Devrimiyle toplayıcılıktan-yağmacılıktan üreticiliğe, göçerlikten yerleşik hayata geçmiş ve böylelikle ilk yerleşim alanları ortaya çıkmıştır.  Endüstri Devrimiyle ise, kentleşmenin hızla artması sonucu kentsel sorunların giderilmesi yönündeki çabalar sonucu “kent mobilyası” olgusu büyük önem kazanmıştır.

Kent mobilyası, kent öğelerinin bir bölümüne verilen addır. Bu öğeler; insanın kent yaşamını, toplumsal yaşamını ve bireyler arası iletişimini sağlamakta ve kolaylaştırmakta kullanılan araç gereçlerin tümüdür.

Hem kentsel sorunların giderilmesi, hem de çevreye uygar bir görüntü kazandırma çabasından ve amacından hareketle girişilen çabalar sonucu üretilen öğeler kent mobilyalarını oluşturur. Kent mobilyası deyince ilk akla gelenler; alan ve yol aydınlatmaları, telefon kabinleri kulübeleri, otobüs durakları, çeşmeler, havuzlar, yaya kaldırımları, sokak levhaları-numaraları, oyun-dinlenme-piknik alanları, parklar, çiçeklikler ve çöp kutuları, trafik işaretleri-lambaları, yaya geçitleridir.

Kent yaşamını düzenleme ve kolaylaştırma açısından en önemli kent mobilyaları; trafik işaretleri, trafik lambaları ve yaya geçitleridir. Trafik, yollar üzerinde insanların (yayaların) ve taşıtların gidiş gelişlerini düzenlemeyi sağlayan tedbirlerin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamadan hareketle trafiğin amacı, düzeni sağlamaktır fakat en önemli ve gözden kaçırılan esas amacı, insanların güvenli bir şekilde ulaşım yapma imkanına kavuşturulmasıdır. Ne yazık ki bu temel amacın ülkemizde ve kentimizde pek dikkate alınmadığını, ülkemizdeki trafik teröründen ve kentimizdeki yaya geçitlerinden dolayı tereddütsüz söyleyebiliriz.

Kentimizin merkezindeki en işlek ve yoğun kullanılan; Otel Şale-Subay Orduevi ve Yapı Kredi-İktisat Bankası yaya geçitleri yukarıdaki saptamamızı pekiştiren bir durumdur. Bu iki yaya geçidindeki yeşil ışık süresi 14 saniyedir. Bu yeşil ışık süresinde sağlıklı bir insanın normal bir yürüyüş hızıyla bu yaya geçitlerinde karşıdan karşıya geçmesi güçtür. Ancak koşar adımlarla geçmek mümkündür. Bu nedenle, bu yaya geçitlerini kullanacaksanız spor ayakkabılarınızı ve eşofmanlarınızı giymeyi unutmayın...

Bilim ve teknolojiyi, insanın insanca ve rahat yaşaması için girişilmiş çabalar olarak ifade etmiştik. Fakat bu çabalar sonucu ortaya konmuş imkan ve araçları kullanmak-kullanabilmek de ayrıca bir insanlık, insana verilen değer sorunudur.